Yağmur Duası ve Mi’rac Kandili

Yağmur Duası ve Mi’rac Kandili
Share

Paylaş

Soru: Ülkemizde, özellikle de İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerimizde kuraklık yaşanıyor ve ciddi su kıtlığı çekiliyor. Hatta, başkentte günaşırı su verilmeye başlandı. Bunun yanı sıra, insanların genelinde, meseleyi küresel ısınmaya ve iklim şartlarına irca etmek gibi bir esbabperestlik görülüyor. Mü’minlerin bu türlü hadiselere bakışı ve bu şartlarda almaları gereken tavır nasıl olmalıdır?



-Maalesef, bugün insanların pek çoğunda ciddi bir itikad problemi var; her meseleyi naturalizme bağlama ve esbab-ı tabiiyye ile izah etmeye çalışma hastalığına mübtela kimseler hadiselerin perde arkasını göremiyorlar. Dolayısıyla, tabiî afetler hususunda da isabetli bir değerlendirmede bulunamıyor ve asıl çalmaları gerekli olan kapıyı bilemiyorlar. (01.19)


-Günümüzde geçmiş kavimlerin helakine sebebiyet veren günahların bütünü hem de kanun ve kuralların koruması altında açıkça işleniyor. Oysa, Hazreti Musa, günlerce devam ettiği yağmur duasına icabet edilmeyişinin sebebini sorunca, Cenâb-ı Hak, “İçinizde günahkârlar var; önce onlar tevbe etmeliler!” buyuruyor. Herkes bu meseleye aynı ölçüde inanmayabilir; fakat, acaba müminlerden kaç tanesi birkaç gece günahına tevbe etmiş ve yana yakıla yağmur istemiştir de Rahmeti Sonsuz rahmet deryasını galeyana getirmemiştir?!. (03.43)


-Yağmur duası bir şov değildir; Allah Rasûlü onun usûl ve âdabını ortaya koymuştur. Mü’minler o âdaba uygun olarak el açıp dua etmelidirler; dua ederken de, “ister yağdırır isterse de yağdırmaz” gibi yanlış bir kanaatle değil, “Rabbimiz rahmet musluklarını mutlaka açacak” itikadıyla, tam bir inanmışlık içinde Allah’a yalvarmalıdırlar. (08.02)


-Mi’rac Gecesi’nde Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’e çok büyük lütufların ihsan edilmesi bütün mü’minler için bir referanstır; mü’minler bu geceyi çok iyi değerlendirmeli ve özellikle de ümmet-i Muhammed (aleyhisselam) için dua etmelidirler.(14.46)


-Bazı mekanlarda ve zaman dilimlerinde dualar makbuldür, sevaplar katlanarak yazılır; çünkü, o yer ve zamanlardaki ameller, zarfın kıymetinden kabul referansı alırlar. (19.41)


-Herkesin duası kendi himmet ufkuna göre olur; kimileri sadece dünyevî dileklerle duaya dururlarken, adanmış ruhlar hep Din-i Mübin-i İslam’a dair taleplerle ellerini açarlar. (23.37)